Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı kerîmde, “Ey îmân edenler, içki, kumar, tapınmaya mahsûs dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer necistir. Onun için bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz” buyurmuştur.
Hadîs-i şerîflerde de içki şiddetle kötülenmiştir. İslâm büyükleri içkinin zararlarını şöyle sıralamışlardır:
1- İçki içen, bir nevî deli durumuna düşer. İnsanların gülüp, alay etmesine sebep olur. Aklı başındaki insanlar nazarında değeri kalmaz. İnsanın hayâ perdesini yıkar. Hadîs-i şerîfte, (İçki içenin hayâ perdesi yırtılır, şeytan ona yoldaş olur, her kötülüğe sevkeder ve her iyilikten alıkor) buyuruldu.
2- İçki, kişinin aklına da kesesine de zararlıdır. Paranın fuzûlî yere harcanmasına sebep olduğu gibi, aklının ve zekâsının zayıflamasına da sebep olur. Peygamber aleyhisselâm, “İçki malı telef eder, aklı giderir” buyurdu.
3- İçki, arkadaşlar, kardeşler ve dostlar arasında düşmanlığa sebep olur. Nitekim Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde şöyle buyurmaktadır:
“Şeytan, içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak ister.”
4- İçki, insanı, Allahı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkor. Nitekim Allahü teâlâ şöyle buyurmuştur:
“Şeytan, içkide ve kumarda sizi Allahı anmaktan ve namaz kılmaktan alıkor.”
5- İçki, şehveti kamçılar, dolayısıyla kişiyi zînâya götürür. Hadîs-i şerîfte, (İçki, zinâdan kötüdür) buyuruldu.
Ayrıca, içkili olan koca, farkına varmadan karısının kendisinden boş düşmesine sebep olabilecek söz söyliyebilir. Bundan sonra da karısıyla olan beraberliğinde zînâ yapma durumuna düşer.
6- İçki, her kötülüğün anahtarıdır. Çünkü, içki içilince her türlü günâhı işlemek kolaylaşır. Çünkü kişi aklını kaybettiği için harâmı, helâlı, yanlışı, doğruyu ayırt edemez. Hadîs-i şerîfte, (İçkiden sakının! Ağaç dal budak saldığı gibi, içki de, kötülük saçar) buyuruldu.
7- İçki içen kişi, meyhaneye girmek ve pis içki kokular bulundurmakla, daima yanımızda bulunan iyiliklerimizi kötülüklerimizi yazan hafaza meleklerine ezâ etmiş olur. Rahmet melekleri kendisinden uzak olur. Hadîs-i şerîfte, (Rahmet melekleri, sarhoştan uzak durur) buyuruldu.
8- İçki içen kişi, iyiliklere, duâya kendisini kapamış olur. Çünkü içki içen kişinin iyilikleri ve duâsı kabûl olmaz.Hattâ, kişi, içki içilen yerden bile uzak kalmalıdır. Hadîs-i şerifte, (Allaha ve âhırete inanan içki içmesin, içki içilen sofraya da oturmasın) buyuruldu.
9- İçki içen dâima korkulu durumdadır. Ölümü ânında onun o hâli îmânsız gitmesine sebep olur. Çünkü ölümün ne zaman geleceği belli olmaz. Hadîs-i şerîfte, (İçki ile îmân, bir arada bulunmaz, biri, diğerini uzaklaştırır) buyuruldu.
Bu zararlar, yalnız dünyadaki cezâlardır. Bir de âhıretteki cezâlar vardır. Onlar sayısız denecek kadar çoktur. Dünyadaki zararlar ile mukayese edilemiyecek kadar şiddetlidir. Ayrıca biri geçici diğeri sonsuzdur. Aklı başında bir insanın, bu dünyanın gelip geçici bir kaç zevkini âhıretin ebedî, sonsuz zevklerine tercih etmesi mümkün değildir.
Abdullah İbni Mes’ûd hazretleri buyurdu ki:
- Nedâmetlerin en büyüğü ve en zararlısı kıyâmet günündeki nedâmettir. Azıkların en hayırlısı takvâdır. İçki günâhların da’vetçisidir. Gençlik, deliliğin bir şûbesidir. Kaynak: -